Kanser Sağlık

Kanser ile alakalı merak edilen tüm konular burada yer almaktadır.

Gece Işıkta Uyumak Kansere Yol Açıyor

Karanlıkta uyumak beynin melatonin hormonu salgılamasını sağlayarak kişiyi kanserden koruyor. Işıkta bu hormon salgılanmadığı için kanser hücreleri daha çabuk gelişiyor. Uzmanlar, "Gece lambası da olsa ışıktan kaçının." uyarısında bulunuyor.

Düzensiz uyku, kansere yol açıyor

Uykusuzluk ile kanser ilişkisi kanıtlanmıştır. Işıksız ortamda günde 7 saat uyuyun.Kansere davetiye çıkaran çevresel faktörlerden korunmanın mümkün olduğunu söyleyen Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Andaç Argon, uyarıyor: “Gece uykusu, ciddi oranda kanserden koruyan bir faktördür. En geç gece yarısı saat 01.00’de ışıksız bir ortamda uykuya geçmemiz lazım ki, bizi kanserden koruyan melatonin hormonu salgılanmaya başlasın. Erişkinlerin günde 7,5 saat aralıksız uyumaları zorunludur. Gündüz telafi uykuları aynı faydayı sağlamaz. Vücut, kanserden koruyan melatonin salgısını sadece gece ve karanlıkta salgılıyor. Bu nedenle gece çalışanlar ve uykusuz kalanlarda kanser riski, düzenli uyuyanlara göre daha fazla.” ifadelerini kullanıyor.

Stres kanser yapar mı

ARAŞTIRMALARA göre stresle ilişkili duygularımızı ve bizi strese sokan durumlar da kanserle ilişkili olabiliyor.

Kanser Kapıyı Çalınca

Kuşkusuz ki kanser ile ilgili yaşanan sürecin başında tanı aşaması gelir. İnsanlar kendilerine konulan kanser tanısı karşısında çok değişik tepkiler gösterirler. Ancak bu tepkileri genellememiz mümkündür. Herkes için kanser, katlanılması güç ve yaşanılması zor bir durumdur. Konulan teşhis sonrasında artık hasta olarak tanımlayabileceğimiz kişinin maddi ve manevi tüm varlığı tehdit altındadır. Hastalığın ne düzeyde olduğu ve ne kadar sure daha yaşanılacağı belli değildir. Hasta için giderek sağlığının bozulma ihtimali, uzun ve sıkıntılı bir tedavi sürecinin göğüslenmesi, yakınlarının ne olacağı, tedavi sürecinde yaşanacak olan ekonomik ve sosyal sıkıntılar gibi çok önemli sorunlarla birdenbire karşı karşıya kalmak gerçekten çok zordur. Çoğu zaman hastalar için verilen ilk tepki konulan bu tanı karşısında şok olmak ve hatta ona inanamamaktır.

Kahve ve Kanser

Kahve, sudan sonra tüketilen ikinci içecektir ve dünyada yılda yaklaşık 500 milyar bardak kahve tüketilmektedir
(1). Kahve içimi aromatik lezzeti ve hoş tadı nedeniyle çok popülerdir (2). Kahve, kafein ve klorojenik asitler gibi birçok kimyasal bileşen içermektedir. Bu bileşenlerin konsantrasyonu, uyanıklığı/uyanık kalmayı, fiziksel ve zihinsel performansı arttırma gibi faydaları olduğu öne sürülmektedir

Baş ve Boyun Kanserleri

Baş ve boyun kanserleri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen kanser türleri arasında yer almaktadır. Baş ve boyun kanserlerinin büyük çoğunluğu erken dönemde belirti verirler. Belirtiler erken fark edilip, doktor erken uyarılırsa, doktorun zamanında doğru teşhis koyması kolaylaştırılabilir.

Kemoterapinin Olası Yan Etkileri Nelerdir?

Kemoterapi bir yandan vücuttaki kanserli hücreleri yok etmeye çalışırken diğer yandan normal hücrelere etki ederek yan etkilerin çıkmasına sebep olur. Kemorapiye bağlı olası yan etkiler ve bu yan etkilerin şiddeti, alınan ilaçlara ve kişisel duyarlılıklara göre değişmektedir. Kemoterapi ilaçlarından en çok etkilenen normal hücreler vücutta en hızlı çoğalan hücrelerdir. Hızlı çoğalma yeteneğine sahip bu hücrelerin başında saç, kemik iliğinde gelişim gösteren kan hücreleri, sindirim sistemindeki hücreler gelir.

Kemoterapi Alırken Hasta Nelere Dikkat Etmelidir?

Daha öncede bahsedildiği gibi kemoterapinin istenmeyen bazı yan etkileri olabilmektedir. Bu nedenle aktif tedavi almakta olan hastaların günlük yaşantılarını fazla etkilememekle birlikte dikkat etmeleri gereken bazı önemli noktalar ve uymaları gereken bazı kurallar vardır.

DİYET İÇİN TAVSİYELER

Hastanın beslenmesi öncelikle ağız yolu ile sağlanmalıdır. Bu hem fizyolojik olması hem de hastanın yemek yeme gibi sosyal bir aktiviteden uzak kalmaması için imkan nisbetinde sürdürülmelidir. Azalmış besin alımı olan hastalara yapılacak uygun beslenme önerileri ile ağızdan alım arttırılabilir.

KANSER DİYETİNDE UZAK DURULMASI TAVSİYE EDİLEN BAZI GIDALAR

Tüm turşu çeşitleri, salamura gıdalar
• Konserve gıdalar, sosis, salam, sucuk gibi ürünler
• Çiftlik tavuğu, çiftlik yumurtası, kırmızı et ve sakatat çeşitleri
• Hazır meyve suları, kolalı içecekler, çeşme suyu, hazır çorbalar
• Alkol, tütün gibi ürünler
• Ağır yağda pişirilmiş ürünler
• Margarin, hazır ayran, yoğurt, süt vb…
• Beyaz ekmek, hazır tatlılar, pastalar
• Direk kömür ya da odun ateşinde yapılan ızgaralar
• Tuz, şeker, beyaz un, acılı baharatlar
• Isırgan otunun yemeği

Over kanseri tedavisi

Yumurtalık kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor. Tanıda, klasik yöntemlerin yanı sıra yeni yöntemlerin de kullanılması öneriliyor

Over kanserinden korunmanın yolları

Özellikle menopoz döneminde görülen yumurtalık kanserinin çok sinsi ilerlediği açıklandı.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, yumurtalık kanserinin sinsi seyrettiğine dikkati çekerek, bu nedenle kadınların her yıl periyodik jinekolojik kontrollerini yaptırmaları gerektiğini bildirdi.

Prof. Dr. Karateke, yaptığı yazılı açıklamada, yumurtalık kanserinin nedenleri, bulguları ve korunma ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.

Yumurtalık kanserinin yumurtalıkta bulunan hücrelerden çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Karateke, yumurtalığın üzerini örten hücrelerden kaynaklanan epithelyal yumurtalık kanseri ile germ hücrelerden kaynaklanan germ hücreli kanserlerin yumurtalık kanserlerinin büyük çoğunluğunu oluşturduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Karateke, sık rastlanan bu türler hakkında şunları kaydetti:

Multipl miyelom nedir?

Bir çeşit kemik iliği kanseri olan miyelom, sırt ile bel ağrısı, yorgunluk ve akciğer enfeksiyonlarıyla belirti vermeye başlıyor.
Bir çeşit kemik iliği kanseri olan miyelom, sırt ile bel ağrısı, yorgunluk ve akciğer enfeksiyonlarıyla belirti vermeye başlıyor. Genellikle 60 yaşın üstündeki kişilerde görülen miyelomun ortaya çıkmasına, hayat boyunca maruz kalınan kimyasal maddeler, antijenler ve enfeksiyonlar zemin hazırlıyor.

Belirtilerinin farklı rahatsızlıklarla karıştırılması nedeniyle miyelom hastalığının tanısı genellikle geç konuluyor ve hastalık çoğu zaman tesadüfen saptanıyor. Miyelom, 65 yaş altındaki kişilerde kemik iliği nakliyle tedavi edilse de, hastalığın tekrarlamasının önüne geçilemiyor. Bu yüzden, ancak yaşam kalitesi artırılarak hastaların yaşam süreleri uzatılabiliyor.

Multipl miyelomun oluşum mekanizması hakkında bilgi verebilir misiniz?

Multipl miyelom tedavisi

Miyeloma tedavisinin amacı semptomları azaltmak, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve uzun süreli remisyon sağlamaktır. Son yıllarda tedavide önemli gelişmeler sağlanmıştır ve tedavi seçenekleri gelişmeye devam etmektedir. Miyeloma tedavisi araştırmalarının amacı küratif tedaviler geliştirmek ve tedavinin yan etkilerini azaltmaktır.
Aşağıdaki bir dizi faktöre dayanılarak tedavi yaklaşımı her hasta için özelleştirilmektedir:

• Hastalığın yayılımı
• Hastalığın ilerleme hızı
• Kalp hastalığı ve diabet gibi diğer durumların varlığı
• Yaş (hastanın yoğun tedaviyi tolere etme kararının verilmesinde tek başına yaştan ziyade hastanın genel sağlık durumu dikkate alınmaktadır).

Hastalara miyeloma hastalarının tedavisinde uzmanlaşmış bir doktora danışmaları ve kendi
durumlarına en uygun tedavi konusunda görüşmeleri tavsiye edilmektedir. Birçok tedavi planı
kombinasyon tedavilerini içermektedir. Birçok hastada anemi, yüksek kan kalsiyum seviyesi,

Miyelom Tanısı

Yaşı ilerlemiş olan kişilerde Multipl Miyelom için plazma proteini ölçümleri yapılır. Globulin seviyesinde meydana gelen yükselme sonrasında hastada ileri testlerin yapılmasına neden olacaktır. Miyelom tanısı için öncelikli olarak kemik iliği biyopsisi yapılır. Bu biyopside miyelom hücrelerindeki artış gözlemlenir. Bunun sonrasında idrar ya da kanda immünglobulin hafif zincirlerinin olup olmadığına bakılır.

Kimi Multipl Miyelom hastalarında kemik lezyonu bulunmasa da kemiklerde görüntüleme yöntemi sonrasında bu hastalığın seyri görülebilecektir. Kemik incelemelerinde fraktür ya da delikler saptanabilecektir. Ağırlıklı olarak omurga MRI sonrasında hastalık ortaya çıkacaktır. Yapılacak incelemeler sonrasında aynı zamanda hastalığın hangi evresinde olunduğu konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olunacaktır.