Baş ve boyun kanseri gelişiminde risk faktörleri
Hastalığı engellemek için atılması gerekli olan ilk adım bireyi riskli konuma getiren çeşitli faktörlerin belirlenmesidir. Bilinen bazı risk faktörleri şunlarıdır:
Bireysel ya da yaşam stili ile ilgili faktörler
Yaş: Baş boyun kanserleri en sık 55 yaş üzeri insanlarda ortaya çıkar.
Cinsiyet: Baş boyun kanserine yakalanma riski bakımından erkekler kadınlara göre 4 kat daha fazla risk altındadırlar, ancak bu oran değişmektedir. İkinci dünya savaşından sonra sigara içemeye başlayan kadın sayısı artmıştır, bu nedenle günümüzde daha fazla sayıda kadında baş boyun kanseri teşhisi konulmaktadır.
Irk: Dudak kanserleri genellikle beyaz erkeklerde ortaya çıkar, dudak kanseri gelişen bu erkeklerin ortak özellikleri uzun süre şiddetli güneş ışınlarına maruz kalan açık ten rengi olmalarıdır. Nasofarenks kanserleri Çin’in bazı bölgelerinde (özellikle Çin’in Guangdong bölgesi) endemiktir. Daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Çin’lilerde de nasofarenks kanseri gelişim riski yüksek seyretmektedir.
p53 ve EGFR: Tümör dokusu örneklerinden belirlenen bazı moleküler belirleyiciler (marker) hastada bulunan baş boyun kanser türünün saldırganlığı hakkında bilgi verebilir. Örnek olarak tümör hücrelerinde p53 gen mutasyonunun bulunması ya da Epidermal Growth Factor Receptor’ünün (EGFR) normalden fazla belirlenmesi tümörün saldırgan tabiatını işaret ederken, oral kavite ve orofarenks kanserlerinde HPV (Human Papilloma Virus) saptanması genellikle daha iyi bir prognoz göstergesidir.
Tütün Kullanımı: Sigara, pura ya da pipo içmek, tütün çiğnemek baş boyun kanserlerinin % 80-90’ından ve tüm kanser ölümlerinin üçte birinden sorumludur. Çalışmalar göstermiştir ki puro ve pipo içimesi de aynı sigara içilmesi kadar baş boyun kanseri gelişiminden sorumludur. Dumansız tütün çiğnenmesi özellikle oral kavite kanserlerinin gelişimi için büyük bir risk faktörüdür. Pipo içicileri özellikle dudak kanseri gelişiminde büyük risk altındadırlar. Uzun süre kullananlarda risk çok daha fazladır, bu nedenle gençlerde tütün kullanımı büyük bir sosyal sorun teşkil etmektedir.
Tütün kullanımını bırakan kişilerde baş boyun kanseri gelişim riski çok ciddi olarak azalır. Tütün kullanımı bırakıldığı zaman akciğer, ağız içi, pankreas, mesane ve esofagus gibi başka organ kanserlerinin gelişim riski de azalır. Tütün kullanımının bırakılması baş boyun kanserli bir hastada ortaya çıkabilecek ikinci bir baş boyun kanser gelişim riskini de azaltır.
Tütün kullanımını bırakmak isteyen kişilere yardımcı olmak için grup terapileri planlanmaktadır. Devlet eliyle ya da profesyonel yardım alabilirler.
Alkol kullanımı: Alkol kullanan kişilerde baş boyun kanseri gelişme riski kullanmayanlara göre daha yüksektir. Risk kullanılan alkol miktarı ile doğru orantılı olarak artar. Eğer kişi hem alkol hem de tütün kullanıyorsa risk daha da artar. Bilim adamlarının düşüncesine göre bu iki kötü alışkanlık birbirlerinin zararlı etkilerini arttırmaktadır.
Bazı çalışmalarda gösterilmiştir ki ağız içi kanseri gelişen hastalarda uzun dönemden beri ağız içinde lökoplaki olarak isimlendirilen beyaz lekelenmele hikayesi mevcuttur. Lökoplazinin gelişme nedeni tam olarak anlaşılamamıştır ancak genellikle ağır sigara ve alkol kullananlarda gözlenir. Bu durum tütün çiğneyenlerin dişeti ve ağız tabanı gibi, pipo içenlerin de alt dudakları gibi irrite olan bölgelerde ortaya çıkar.
Ağız içinde kırmızı lekelenme olarak ortaya çıkan bir diğer duruma eritroplaki adı verilir. Eritroplaki genellikle 60-70 yaş grubunda olan kişilerde ortaya çıkar. Lökoplaki ve ertiroplakinin erken tanı ve tedavisi önemlidir çünkü bu lekeli alanlardan kanser gelişebilir.
Diyet: Yapılan bazı çalışmaların iddasına göre diyette bazı virüslerin bulunması ya da Vitamin A’dan fakir diyet ile beslenme baş boyun kanseri riskinin artmasına neden olur. Diğer çalışmalara göre ise parlak ve renkten zengin besinler (havuç, yeşil sebzeler, kabak) hastalığın nüks etme riskini azaltır. Nasofarenks kanserinin tütsülenmiş balık eti yeme ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Genel olarak dengeli bir beslenme diyeti önerilir.
İş: Sülfirik asid dumanına ya da nikele maruz kalan işçilerde baş boyun kanseri gelişim riski yüksektir. Aynı şekilde asbest ile çalışmaya maruz kalan işçilerde de bu hastalığın gelişim riski yüksektir. Asbest işçilerinin, asbestos liflerini solumamaları için iş ve çalışma güvenlik kurallarına çok sıkı bağlı olmaları gerekmektedir. Aynı şekilde, kuru temizlemede kullanılan çözücülere, otomobil kaporta boyalarına ve formaldehit’e maruz kalma da baş boyun kanserine yakalanma riskini arttırır.
Güneş Işını: Aşırı güneş ışınına maruz kalma cilt kanserine neden olabilir ve bu hastalık genellikle çiftçilerde ve denizcilerde sık gözlenir. Bu risk, güneş gören yerlere (yüz, ense, dudaklar) sürülecek, koruma faktörü en az 30 olan güneş koruma losyonları ile azaltılabilir. Ultraviole yansıtıcılı şapkaların giyilmesi de güneşin zararlı ışınlarından korur.
Mevcut sağlık durumu: HPV (Human Papilloma Virus) bademcik kanserleri ile, aktif EBV (Epstein Barr Virus) ise nasofarenks kanseri ile ilişkilidir.
Geçirilmiş Baş Boyun Kanser Hikayesi: Baş boyun kanseri gelişen her dört kişiden birinde ikinci primer baş boyun kanseri gelişecektir.
Gastroesofageal Reflü Hastalığı (GERH): Bu hastalıkta midede bulunan asid, yemek borusundan yukarı çıkarak gırtlağın alt bölümüne ulaşır. Bu durum gırtlağı devamlı tahriş ederek gırtlak kanseri gelişim riskini arttırır.
Yukarda anlatılan bu risk faktörlerine maruz kalan insanların çoğunda baş boyun kanseri gelişmez. Eğer siz kendinize baş boyun kanseri gelişme riskinden endişe ediyorsanız, bu konuyu sağlık danışmanınız ile ya da doktorunuz ile tartışmalısınız. Sağlık danışmanınız, size baş boyun kanseri gelişim riskinizi azaltmanız için önerilerde bulunabilir ve sizin için uygun tarama kontrolleri planlayabilir.
Son yıllarda baş boyun kanseri gelişimi için bilinen hiç bir risk faktörü olmayan genç hastalarda (özellikle genç bayanlarda), çok daha fazla sayıda baş boyun kanseri teşhisi konulmaktadır. Olguların çoğunda hiç bir risk faktörü olmamasına karşılık bu hastalığın neden geliştiği bilinmemektedir. Baş boyun kanseri gelişimi için yüksek risk grubu profiline uymamanız, sizde baş boyun kanseri gelişmeyeceği anlamına gelmez.
Bireysel ya da yaşam stili ile ilgili faktörler
Yaş: Baş boyun kanserleri en sık 55 yaş üzeri insanlarda ortaya çıkar.
Cinsiyet: Baş boyun kanserine yakalanma riski bakımından erkekler kadınlara göre 4 kat daha fazla risk altındadırlar, ancak bu oran değişmektedir. İkinci dünya savaşından sonra sigara içemeye başlayan kadın sayısı artmıştır, bu nedenle günümüzde daha fazla sayıda kadında baş boyun kanseri teşhisi konulmaktadır.
Irk: Dudak kanserleri genellikle beyaz erkeklerde ortaya çıkar, dudak kanseri gelişen bu erkeklerin ortak özellikleri uzun süre şiddetli güneş ışınlarına maruz kalan açık ten rengi olmalarıdır. Nasofarenks kanserleri Çin’in bazı bölgelerinde (özellikle Çin’in Guangdong bölgesi) endemiktir. Daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Çin’lilerde de nasofarenks kanseri gelişim riski yüksek seyretmektedir.
p53 ve EGFR: Tümör dokusu örneklerinden belirlenen bazı moleküler belirleyiciler (marker) hastada bulunan baş boyun kanser türünün saldırganlığı hakkında bilgi verebilir. Örnek olarak tümör hücrelerinde p53 gen mutasyonunun bulunması ya da Epidermal Growth Factor Receptor’ünün (EGFR) normalden fazla belirlenmesi tümörün saldırgan tabiatını işaret ederken, oral kavite ve orofarenks kanserlerinde HPV (Human Papilloma Virus) saptanması genellikle daha iyi bir prognoz göstergesidir.
Tütün Kullanımı: Sigara, pura ya da pipo içmek, tütün çiğnemek baş boyun kanserlerinin % 80-90’ından ve tüm kanser ölümlerinin üçte birinden sorumludur. Çalışmalar göstermiştir ki puro ve pipo içimesi de aynı sigara içilmesi kadar baş boyun kanseri gelişiminden sorumludur. Dumansız tütün çiğnenmesi özellikle oral kavite kanserlerinin gelişimi için büyük bir risk faktörüdür. Pipo içicileri özellikle dudak kanseri gelişiminde büyük risk altındadırlar. Uzun süre kullananlarda risk çok daha fazladır, bu nedenle gençlerde tütün kullanımı büyük bir sosyal sorun teşkil etmektedir.
Tütün kullanımını bırakan kişilerde baş boyun kanseri gelişim riski çok ciddi olarak azalır. Tütün kullanımı bırakıldığı zaman akciğer, ağız içi, pankreas, mesane ve esofagus gibi başka organ kanserlerinin gelişim riski de azalır. Tütün kullanımının bırakılması baş boyun kanserli bir hastada ortaya çıkabilecek ikinci bir baş boyun kanser gelişim riskini de azaltır.
Tütün kullanımını bırakmak isteyen kişilere yardımcı olmak için grup terapileri planlanmaktadır. Devlet eliyle ya da profesyonel yardım alabilirler.
Alkol kullanımı: Alkol kullanan kişilerde baş boyun kanseri gelişme riski kullanmayanlara göre daha yüksektir. Risk kullanılan alkol miktarı ile doğru orantılı olarak artar. Eğer kişi hem alkol hem de tütün kullanıyorsa risk daha da artar. Bilim adamlarının düşüncesine göre bu iki kötü alışkanlık birbirlerinin zararlı etkilerini arttırmaktadır.
Bazı çalışmalarda gösterilmiştir ki ağız içi kanseri gelişen hastalarda uzun dönemden beri ağız içinde lökoplaki olarak isimlendirilen beyaz lekelenmele hikayesi mevcuttur. Lökoplazinin gelişme nedeni tam olarak anlaşılamamıştır ancak genellikle ağır sigara ve alkol kullananlarda gözlenir. Bu durum tütün çiğneyenlerin dişeti ve ağız tabanı gibi, pipo içenlerin de alt dudakları gibi irrite olan bölgelerde ortaya çıkar.
Ağız içinde kırmızı lekelenme olarak ortaya çıkan bir diğer duruma eritroplaki adı verilir. Eritroplaki genellikle 60-70 yaş grubunda olan kişilerde ortaya çıkar. Lökoplaki ve ertiroplakinin erken tanı ve tedavisi önemlidir çünkü bu lekeli alanlardan kanser gelişebilir.
Diyet: Yapılan bazı çalışmaların iddasına göre diyette bazı virüslerin bulunması ya da Vitamin A’dan fakir diyet ile beslenme baş boyun kanseri riskinin artmasına neden olur. Diğer çalışmalara göre ise parlak ve renkten zengin besinler (havuç, yeşil sebzeler, kabak) hastalığın nüks etme riskini azaltır. Nasofarenks kanserinin tütsülenmiş balık eti yeme ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Genel olarak dengeli bir beslenme diyeti önerilir.
İş: Sülfirik asid dumanına ya da nikele maruz kalan işçilerde baş boyun kanseri gelişim riski yüksektir. Aynı şekilde asbest ile çalışmaya maruz kalan işçilerde de bu hastalığın gelişim riski yüksektir. Asbest işçilerinin, asbestos liflerini solumamaları için iş ve çalışma güvenlik kurallarına çok sıkı bağlı olmaları gerekmektedir. Aynı şekilde, kuru temizlemede kullanılan çözücülere, otomobil kaporta boyalarına ve formaldehit’e maruz kalma da baş boyun kanserine yakalanma riskini arttırır.
Güneş Işını: Aşırı güneş ışınına maruz kalma cilt kanserine neden olabilir ve bu hastalık genellikle çiftçilerde ve denizcilerde sık gözlenir. Bu risk, güneş gören yerlere (yüz, ense, dudaklar) sürülecek, koruma faktörü en az 30 olan güneş koruma losyonları ile azaltılabilir. Ultraviole yansıtıcılı şapkaların giyilmesi de güneşin zararlı ışınlarından korur.
Mevcut sağlık durumu: HPV (Human Papilloma Virus) bademcik kanserleri ile, aktif EBV (Epstein Barr Virus) ise nasofarenks kanseri ile ilişkilidir.
Geçirilmiş Baş Boyun Kanser Hikayesi: Baş boyun kanseri gelişen her dört kişiden birinde ikinci primer baş boyun kanseri gelişecektir.
Gastroesofageal Reflü Hastalığı (GERH): Bu hastalıkta midede bulunan asid, yemek borusundan yukarı çıkarak gırtlağın alt bölümüne ulaşır. Bu durum gırtlağı devamlı tahriş ederek gırtlak kanseri gelişim riskini arttırır.
Yukarda anlatılan bu risk faktörlerine maruz kalan insanların çoğunda baş boyun kanseri gelişmez. Eğer siz kendinize baş boyun kanseri gelişme riskinden endişe ediyorsanız, bu konuyu sağlık danışmanınız ile ya da doktorunuz ile tartışmalısınız. Sağlık danışmanınız, size baş boyun kanseri gelişim riskinizi azaltmanız için önerilerde bulunabilir ve sizin için uygun tarama kontrolleri planlayabilir.
Son yıllarda baş boyun kanseri gelişimi için bilinen hiç bir risk faktörü olmayan genç hastalarda (özellikle genç bayanlarda), çok daha fazla sayıda baş boyun kanseri teşhisi konulmaktadır. Olguların çoğunda hiç bir risk faktörü olmamasına karşılık bu hastalığın neden geliştiği bilinmemektedir. Baş boyun kanseri gelişimi için yüksek risk grubu profiline uymamanız, sizde baş boyun kanseri gelişmeyeceği anlamına gelmez.
Konular
- Kızıılcık hangi kanserlere iyi gelir?
- Kudret narı hangi kanserlere iyi gelir?
- Arı poleni hangi kanserlere iyi gelir?
- Kansere karşı on kural
- Lahana prostat kanserini engelliyor
- Kansere iyi gelen yiyecekler kansere karşı kivi uzmanlar tarafından öneriliyor
- Beslenmemize dikkat ederek anti-kanser meyve, sebze ve bitkileri kullanarak kanserden korunabilir miyiz? Hangi meyve, sebze ve bitkiler için anti-kans
- Akciğer Kanserine Bitkisel Tedavi
- Rahim ağzı kanserine beslenme önerileri
- Prostat kanseri ve domates prostat kanserine iyi gelen yiyecekler
- Kalın bağırsak kanseri için şifalı bitkiler
- Biberiye hangi kanserlere iyi gelir?
- Nar hangi kanserlere iyi gelir?
- Zencefil hangi kanserlere iyi gelir?
- Sarı kantaron hangi kanserler iyi gelir?
- Kanserli Hastaların Beslenmesi
- Kan kanserine iyi gelen bitkiler nelerdir?
- Rahim kanseri için şifalı bitkiler
- Meme kanseri ve zeytinyağı
- Kansere karşı savaşan 34 gıda
- Mide Kanseri İçin Şifalı Bitkiler
- Kanseri duanın ve inancınızın gücüyle yenin
- Kanser hastaları bunlara dikkat etmeli!
- Kanser hastasi yakinlari nasil davranmali?
- Kanser hastalarına altın öğütler
- Kanserde Psikolojik Destek
- Kanserde Psikososyal Yaklaşımlar ve İyileşmeler
- Kanserde psikolojik destek tedaviyi etkiliyor
- Meme kanseri
- Omega-3 Yağ Asitleri nasıl kullanılmalı?