Kanser hastalarında 'yaşanan kayıplar ve gösterilen tepkiler'

Kanser hastalarında hastalığın ve tedavilerin getirdiği zorluklara bağlı olarak maddi ve manevi bazı kayıplar yaşanabilir. Genellikle hastalıktan kaynaklanan sağlığın kaybolması, fiziksel bütünlüğün bozulması, rahatsızlık ve fiziki şekil bozukluğu en sık izlenen kayıplardır . Hastanın kendisinden veya çevresinden kaynaklanan nedenlerle yakın arkadaşlarının uzaklaşması durumu ortaya çıkabilir. Bunun nedeni hastanın tedavi maksatlı olarak sürekli yaşadığı mekanı terk etmesi, arkadaşları tarafından reddedilmesi veya kendi hastalığından dolayı başkalarının acı çekmemesi isteğiyle kendini izole etmesi olabilir.

Yapılması gerekli günlük aktivitelerde kayıplar örneğin şahsi bakım eksikliği, iş kaybı, hobilere zaman ayıramama, gibi durumlar. ortaya çıkar. Mali kayıplar tedavi masraflarının karşılanması nedeniyle yada işten ayrılma nedeniyle kendini gösterir. Sonra bireyin kendine güveni ve hatta "niye ben ?" sorusuyla birlikte dini inançlarında azalma gözlenir. Bu kadar sıkıntı veren kayıptan sonra hasta birey ve yakınlarında çeşitli tepkilerin oluşmaması neredeyse imkansızdır. Bu tepkileri sıralayacak olursak:

1. Düşmanlık-kızgınlık
2. Anksiyete (endişe)
3. Suçluluk
4. Suistimal
5. İçe çekilme
6. Depresyon
7. Bağımlılık
8. Psikoz

Kızgınlık ve düşmanlık en sık görülen tepkidir. Temelinde hastalığa duyulan öfkenin doktorlara, sağlık personeline ve yakınlara yansıtılması yatar. Hasta ve yakınları sıklıkla o anda içinde bulundukları durumdan daha önce tedavi ve bakımlarını yapan sağlık personelinin sorumlu olduklarını suçlayıcı şekilde ifade ederler. Genel endişe hali ise ajitasyon, konsantrasyonda düşüş, uyku problemleri, kompulsif (tekrarlayıcı) davranışlarla kendini gösterir. Bu durum hastada mevcut olan sübjektif semptomlar dan ağrıyı daha da arttırır. Suçluluk tepkilerinde kendini ve çevresindekileri suçlama ortaya çıkar ve hasta olunduğu için ne gibi bir kabahat işlendiği sürekli sorgulanır. Suistimal durumunda ise hasta çevresinden sürekli tavizler vermelerini ister. Bazen bu işi o kadar aşırıya götürürler ki bu istekleri karşılamak imkansız hale gelir. En sık istenen ise kendilerine özel muameleler yapılmasıdır. Böylece hasta yaşadığı kayıpları karşılayabileceğini düşünür. İçe çekilmede hasta hastalığını artık kabullenmiştir. Ancak yapılan her türlü müdahaleye ve dış uyaranlara kayıtsız kalabilir. Depresyon belki de gösterilen reaksiyonlar içersinde çok uçta olmadığı sürece en anlamlısıdır . Kendisini uykusuzluk, anoreksi, geri çekilme, psikomotor gerileme ile gösterebilir. Tedaviyi yürüten sağlık ekibi tarafından demans veya beyin metastazı olasılığıyla karıştırılabilir. Bunun için ayırıcı tanıyı dikkatle yapmak gerekir. Bağımlılık durumunda ise gerileyen sağlık durumuyla orantılı olarak hasta kendi fonksiyonlarını kendi başına yapamamaya başlamış ve etrafındakilerin yardımına ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Ancak bu tutum hasta tarafından bilinçsiz bir şekilde ileri götürülüp, tam bağımlılık haline getirilebilir. Sonuçta hasta kendi kendini yatağa bağımlı hale getirebilir. Psikoz görülme olasılığı da nadir değildir ve ilaç tedavisi gerektirir.