Kanser, tıbbın çözüm bulamadığı en ölümcül hastalıklardan biri olma özelliğini günümüzde de sürdürüyor. Modern tıbbın bu ölümcül hastalık karşısında aciz kalması, hem insanları hem de uzmanları farklı arayışlara itiyor. “Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek kanseri yenme veya kanser riskini azaltma”, bu arayışlardan biri. Bu konuda Japonya’da uzun süredir yürütülen bir araştırma; düzenli olarak sebze-meyve yemenin, mide kanseri riskini yüzde 25 oranında azalttığını ortaya çıkardı.

Japon Ulusal Kanser Araştırma Vakfı tarafından 1990 yılında başlatılan ve 10 yıl boyunca devam eden araştırmada, 40 bin kadın ve erkeğin beslenme alışkanlıklarını takip eden uzmanlar, kanserle mücadele konusunda çarpıcı sonuçlara ulaştı.

2000 yılına kadar devam eden araştırma sırasında; doktorlar, yaş, sigara ve alkol kullanımı gibi risk faktörlerini dışarıda bırakarak, mide kanseri olanlar ve olmayanların beslenme alışkanlıklarını karşılaştırdı. Sonuçta, düzenli olarak sebze-meyve yiyenlerde mide kanseri riskinin yemeyenlere göre yüzde 25 oranında azaldığı görüldü. Bazı sebzelerin diğerlerine göre mide kanserine karşı daha etkili olduğunu söyleyen doktorlar, mesela haftada bir kez Çin lahanası ya da salatalık yemenin kanser riskini yüzde 52 oranında azalttığını belirtiyor.

Ahududu kanserden koruyor
Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü de, günde 4-6 kez sebze yemenin kanser hastalığının önlenmesinde önemli derecede etkili olduğunu açıkladı. ABD Ohio State Üniversitesi bilim adamları tarafından yapılan araştırmalarda özellikle siyah ahududunun kanser oluşumunu engellediği belirlendi. Uzmanlar çileğin de tıpkı ahududunda olduğu gibi anti-kanserojen özellikleri olduğunu söylüyorlar.

Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda siyah ahududunun yemek borusu (esophageal) kanserini önlediği belirlendi. Uzmanlar yemek borusu kanserine sebep olan NMBA maddesini farelere enjekte ettiler ve ardından normal öğünleri ile birlikte yüzde 5-10 oranında siyah ahududu verdiler. NMBA enjekte edilmeden önce ve sonra normal diyetin yüzde 5 ile 10’u arasında siyah ahududu verilen farelerde, kanser tümörlerindeki sayının, yüzde 39- 49 arasında azaldığı belirlendi.

500’e yakın hastalığın ilacı: BAL
Balın, difteri, boğmaca, verem, ülser, bazı cilt ve sinir sistemi hastalıkları gibi 500’e yakın hastalığın tedavisinde olumlu etkileri olduğu açıklandı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim elemanı Dr. Mine Gültekin, Bursa’da yapılan “Türkiye 8. Gıda Kongresi”ne sunduğu bildiride, balın bileşiminde bulunan çeşitli vitamin, mineral, organik asit ve enzimler sebebiyle sindirimi kolay, besleyici ve birçok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellik gösteren bir gıda olduğunu belirtti.

Balın, bileşimindeki zengin maddeler sebebiyle insan sağlığı açısından en önemli gıda maddelerinden biri olduğunu ifade eden Gültekin, “ Bu sebeple, birçok medeniyete ait yazıtlarda ve din kitaplarında baldan, kutsal veya şifalı bir gıda olarak bahsedilmektedir. Ülser ve diğer mide hastalıkları, kalp yetmezlikleri, çarpıntı, kemik hastalıkları, öksürük, alerji, bronşit, kansızlık, boğaz ağrısı ve sinir hastalıklarının tedavisinde olumlu etkileri belirlenen balın, kabızlığı giderdiği, kanı temizlediği, damarları genişlettiği ve kan dolaşımını kolaylaştırdığı, kalbi güçlendirdiği, yara ve yanıkları iyileştirdiği bilinmektedir” dedi.

Enginar güzellik iksiri gibi
Bugünlerde bol miktarda bulabileceğiniz enginarla yapacağınız güzellik kürü, hem karaciğer sağlığınıza katkıda bulunacak, hem de cildinize ışıltı verecektir. Çünkü karaciğerde bir fonksiyon bozukluğu varsa cildin görüntüsü de bozulur.

Evet, sarıya çalan bir ten rengi, genişlemiş gözenekler ve siyah noktalar... Bunlar stresli bir ortamda yaşayan ve kirli hava solumak zorunda kalan birçok kentlinin ortak cilt problemleridir. Cilt estetiğini bozan bu problemleri kamufle etmek için krem ve fondöten kullanmak geçici bir çaredir. Uzun süreli bir çözüm için problemin kaynağına inmek gerekir.

Değerli bir besin maddesi
Genellikle karaciğerdeki fonksiyon bozukluğundan kaynaklanan cilt problemleri için karaciğeri temizleyen, zehirden arındıran enginar tavsiye ediliyor. Yarım litre kaynamış suya katacağınız iki kaşık kurutulmuş enginar yaprağını çeyrek saat kadar dinlenmeye bırakın ve süzün. Bu çaydan öğünlerden önce veya sonra iki fincan içebilirsiniz.

Enginar, çok değerli bir sebzedir. Özellikle karaciğer rahatsızlığı olanlar için tavsiye edilir. Uzmanlar, içerdiği cinarin adlı madde sebebiyle, safra kesesi, ve karaciğerde toplanan, nikotin ve yağların atılmasına yardımcı olduğu belirtmektedir. Bedenimizdeki amonyak ve kolestrolü de azaltıcı etkileri bulunan cinarin maddesi, bugün sentetik içerikli ilaçların yapımında bu maksatla kullanılmaktadır.

Saçlarda dökülme için formül
Eğer saçlarınız dökülüyorsa bunu durdurmak için de balla hazırlanmış şu formüllerden yararlanabilirsiniz:

Pazı-Bal
İki avuç taze pazıyı ince ince kıydıktan sonra iyice ezip sıkarak suyunu çıkarın. Tabii, bir güzel süzüp posasını atın. Elde ettiğiniz bu suyu bir çay bardağı süzme balın içine boşaltın. Sonra yarım kahve fincanı yeni sıkılmış kuru soğan suyunu da ilave edin. İyice karıştırdıktan sonra başınıza sürün ve saç diplerinize yedirin. 6 saat bekleyin. Bol su ve katranlı sabunla başınızı yıkayın.

Soğan-Karabiber
Saç dökülmesine karşı bir başka formül de şu: Bir su bardağı süzme balın içine bir tatlı kaşığı toz karabiber ve bir kahve fincanı yeni sıkılmış kuru soğan suyu ilave edin. İyice karıştırdıktan sonra saç diplerine gidecek şekilde başınıza sürün. 6 saat bekledikten sonra, ılık suyla saçınızı yıkayın. Tabii kükürtlü sabun kullanmayı da ihmal etmeyin.